Bir Uzlaşı Belgesi Olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Kuruluş Belgesi: Lozan Barış Antlaşması

Türk Kurtuluş Savaşı, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde emperyalizme karşı yapılmış ilk bağımsızlık mücadelesidir. 1914-1918 yılları arasında gerçekleşen Birinci Dünya Savaşı sonunda İtilaf devletleri ile İttifak devletleri arasında önce ateşkes, ardından barış antlaşmaları imzalanmıştır.

Lozan Barış Konferansı’nın Toplanma Süreci ve I. Dönem Lozan Konferansı Görüşmeleri

Mudanya Mütarekesi görüşmelerinde yapılması planlanan barış görüşmelerinin başlaması öncesinde TBMM Hükûmeti birkaç sorunla karşı karşıya kalmıştır. Bu sorunların başında görüşmelerin nerede yapılacağı ve ne zaman başlayacağı konusu gelmektedir. TBMM Hükûmeti henüz Mudanya Mütarekesi görüşmeleri devam ederken İtilaf Devletlerine verdiği 20 Ekim 1922 tarihli bir nota ile barış konferansının İzmir’de toplanmasını teklif etmiştir.

Lozan Barış Konferansı’nın Kesinti Döneminde Türkiye’deki Gelişmeler (4 Şubat – 23 Nisan 1923)

Lozan Konferansı görüşmelerini Ankara’da takip eden Mustafa Kemal Paşa 13 Ocak 1923’te bir yurt gezisine çıkmıştır. 29 Ocak 1923’te İzmir’de Latife Hanım ile evlenen Mustafa Kemal Paşa, Latife Hanım ile birlikte 2 Şubat 1923’te eski gümrük binasında gerçekleştirilen “Kadınlar Kongresi”ne katılmıştır. Kongrede kadınların sorularını cevaplayan Mustafa Kemal Paşa, Lozan Konferansı ile ilgili de açıklamalarda bulunmuştur.

Türk İnkılabı ve İnkılap Hareketleri

Türkiye’de modernleşme çalışmaları, 17. yüzyılda başlamış III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde askerlikten idari yapıya hukuktan eğitime pek çok alanda yenilikler yapılmıştır. Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile her alanda batıya yöneliş başlamış modernleşme süreci Meşrutiyet döneminde de devam etmiştir. Osmanlı Devleti’nde yapılan yenileşme hareketlerinin temel niteliği geleneksel yapıyı koruyarak bunun yanında modern kurumlar getirmek şeklinde olmuştur. Ancak eski kurumlarla yeni kurumların birlikte yaşatılması halkın kafasının karışmasına yol açmıştır.

iktisadi Alanda Yapılan İnkılaplar

Osmanlı Devleti’nin son dönemi savaşlar, yenilgiler ve sürekli toprak kayıplarıyla geçmiş, bu durum ekonomik yapının çözülmesine neden olmuştur. Zamanla tarımsal ekonomiye verilen ağırlık azalmış Sanayi Devrimi’ne geçilememiş ve kapitülasyonlarla yabancılara tanınan haklar sürekli artırılmıştır. Bu durum Osmanlıyı dışa bağımlı ve sömürgeci devletlere ucuz hammadde sağlayan bir açık pazar haline getirmiştir. Devlet gelirleri zorunlu giderleri karşılamadığı için Kırım Savaşı yıllarından başlayarak dış borçlanmaya gidilmiştir. Ancak devlet bir süre sonra aldığı borçların faizlerini bile ödeyemez duruma gelmiştir.

Cumhuriyetin İktisadi Sistemini Kurma Çalışmaları

Lozan barış görüşmeleri devam ederken yeni Türk Devleti’nin gelecekte izleyeceği iktisat politikasının esaslarını belirlemek amacıyla 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir’de Türkiye İktisat Kongresi toplanmıştır. Kongrenin toplanış amacı yeni Türk Devleti’nin izleyeceği iktisat politikasını belirlemek ve ekonomik kalkınmayı hızlandıracak önerileri tespit etmek olmuştur. Kongrenin toplanmasına dönemin İktisat Vekili Mahmut Esat (Bozkurt) Bey öncülük yapmıştır.

İzmir İktisat Kongresi

İzmir İktisat Kongresi’ne işçi, çiftçi, sanayici ve tüccar kesimleri temsilen 1.135 delege katılmıştır. Kongre, 17 Şubat 1923 günü Mustafa Kemal Paşa’nın ekonomik bağımsızlık ve kalkınma vurgulu konuşması ile açılmıştır. Kongre başkanlığını ise Kazım Karabekir yapmıştır. Kongre çalışmaları esas olarak çiftçi, tüccar, sanayici ve işçi gruplarının kendi görüşlerini, iktisadi öneriler biçiminde formüle etmeleri ve her gruba ait önerilerin bütün gruplarca madde madde oylanması biçiminde olmuştur.

Sanayi ve Ticaret Alanında Yapılanlar

Cumhuriyetin İlk Yıllarında Ticaret Alanında Gelişmeler: Osmanlı Devleti Dönemi’nde geniş ölçüde kolaylık ve serbestlik tanındığı için ticaret azınlıklar tarafından yürütülüyordu. Ayrıca askerlik görevi yapmayan azınlıklar zamanlarının büyük bir bölümünü ticarete ayırıyorlardı. Millî ekonomi ilkeleri, devlet ve millet çıkarları doğrultusunda ticari faaliyetlerin artırılması gerekiyordu. Türklerin de ülke genelinde ticarette etkin bir konuma gelmeleri sağlanmalıydı. Bu amaçla devlet, birtakım çalışmalar başlattı.

Sanayi ve Ticaret Alanında Yapılanlar: Teşvik-i Sanayi Kanunu

İzmir İktisat Kongresi’nde sanayici kesimin ülkede kurulacak sanayiyi teşvik etmek üzere yasal bir düzenleme yapılması önerisi doğrultusunda 28 Mayıs 1927’de Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarılmıştır. Cumhuriyet döneminin geniş kapsamlı ilk teşvik kanunu olan Teşvik-i Sanayi Kanunu ile özel sanayi kuruluşları ve maden işletmelerine geniş çapta muafiyet ve imtiyazlar tanınmıştır. On beş yıllık bir uygulama sonunda özel teşebbüsün ve madencilerin kanunla sağlanan teşvik unsurlarına artık ihtiyaçlarının kalmayacağı umulmuştur.

Bayındırlık Faaliyetleri

Cumhuriyetin ilk yıllarında demiryolu, karayolu ve denizyolu taşımacılığına önem verilmiş yeni demiryolu hatları, karayolları ve limanların yapımı ve mevcutların genişletilmesi için çalışılmıştır. Posta hizmetleri artırılmış, bataklıklar kurutulmuş barajlar ve içme suyu tesisleri inşa edilmiştir. Savaş alanı olmuş ekili dikili alanların yeniden tarıma kazandırılması ve harabeye dönmüş şehirlerin imarı işi öncelikli meseleler olmuştur. Özellikle başta Ankara olmak üzere büyük şehirlerde imar faaliyetlerine hız verilmiştir. Büyük binaları, geniş asfaltları, parkları ve anıtlarıyla Ankara kısa sürede modern bir başkent hâline getirilmiştir.

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın