12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ve Ara Rejimi

Osmanlı Devleti’nden bu yana yeniçeri isyanlarıyla meydana gelen hükümdar değişikliği yoluyla yapılan darbeler, cumhuriyet dönemiyle beraber yeni bir şekil ve sebebe dayalı olarak sürmüştür. Cumhuriyet’in çok partili hayat geçiş döneminde 27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi, 12 Mart 1971 muhtırası sonrasında siyasete etki eden üçüncü askerî müdahale 12 Eylül 1980 darbesidir. 1970’li yılların koalisyon döneminde yaşanan istikrarsızlık ve çatışmalardan sonra askerî yönetim üç yıllık bir sürede toplumsal hayatı kısıtlayan düzenlemelere gitmiş, genellikle cezai uygulamalara dayalı 1982 anayasasını hazırlamıştır.

12 Eylül Askerî Darbesi’ni yapan komuta kademesi, darbenin sebepleri arasında siyasi istikrarsızlık yani koalisyon hükûmetleri ile cumhurbaşkanının seçilememesini de göstermiştir. Bu sebeple 2 Ocak 1980 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri, Hükûmete bir mektup göndererek uyarıda bulunmuştur. Uyarı mektubunu alan Cumhurbaşkanı, 1 Ocak’ta Çankaya köşkünde Kenan Evren ve kuvvet komutanlarıyla bir görüşme yapmış; 2 Ocak’ta ise, Başbakan ve AP Genel Başkanı Süleyman Demirel ile CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’i Köşk’e davet etmiş ve kendilerine “Türk Silahlı Kuvvetlerinin Görüşü” başlıklı uyarı mektubunun örneğini vermiştir. Cumhurbaşkanı Korutürk, uyarı mektubunun bir örneğini de aynı tarihte Millet Meclisi Başkanı Cahit Karakaş, Cumhuriyet Senatosu Başkanı İhsan Sabri Çağlayangil, Cumhuriyet Senatosu Millî Birlik Grubu Başkanı Fahri Özdilek, Cumhuriyet Senatosu Kontenjan Grubu Başkanı Zeyyat Baykara ile Millî Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Cumhuriyetçi Güven Partisi Genel Başkanı Turhan Feyzioğlu ve Demokratik Parti Genel Başkan Vekili Faruk Sükan’a göndermiştir.

TSK kademesinin siyasi partilere yaptığı bu uyarıya rağmen çatışmalarla giderek artan toplumsal kutuplaşma mecliste de kendisini göstermiş, Mart 1980’de süresi dolan Fahri Korutürk’ün yerine siyasi partiler uzlaşma içinde bir aday gösterememiştir. 25 Mart’ta Mardin bağımsız milletvekili Nurettin Yılmaz, Adalet Partisi’nden Sadettin Bilgiç ve Cumhuriyet Halk Partisi’nden Muhsin Batur’un aday olduğu seçim sürecinde hiçbir aday çoğunluğu sağlayamadığı için cumhurbaşkanlığına İhsan Sabri Çağlayangil vekâlet etmiştir.



Millî Güvenlik Konseyi, 12 Eylül Darbesi ile ülke yönetimine el konulmasından sonra yasama yetkisini kullanmak üzere Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun’dan oluşan askerî cunta.

7 Kasım 1982 günü yapılan 1982 Türkiye anayasa referandumunda Anayasa’nın %91,37 oy oranı ile kabul edilmesi sonucu Anayasa’nın geçici birinci maddesi uyarınca Kenan Evren, yedi yıllığına cumhurbaşkanı seçildi. Millî Güvenlik Konseyinin varlığı da 6 Kasım 1983 tarihindeki genel seçimlerin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanının oluştuğu 7 Aralık 1983’te sona ermiştir. Anayasa’nın geçici ikinci maddesi uyarınca Millî Güvenlik Konseyi üyeleri, altı yıl süreyle Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi sıfatını aldılar.


Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

Türk İnkılabı sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın