Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış sürecini hızlandıran en önemli olaylardan birisi Osmanlı Mebusân Meclisi’nin toplanması ve ardından dağıtılıp kapatılmasıdır. Özellikle Misak-ı Millî’nin Osmanlı Mebusân Meclisi’nde kabul edilmesi Anadolu’da başlayan hareketin bir bakıma yol haritasını da belirlemiştir. Meclisin dağıtılmasının en önemli nedenlerinden biri de bu andın kabul edilmesiydi. 23 Nisan 1920’de İstanbul’dan ve ülkenin diğer bölgelerinden gelen temsilcilerle Ankara’da bir meclis toplanmış ve bu meclis yeni Türk devletinin kuruluşunun askeri ve siyasi sürecini yönetmiştir. İstanbul Hükümetinin Sevr Antlaşması’nı imzalaması ülkede büyük tepkilerle karşılanmıştır. Bu durum aynı zamanda Milli Mücadele hareketinin hız kazanmasına ve Anadolu’da giderek daha fazla taraftar toplanmasını sağladı. TBMM, Sevr Antlaşması’nın asla kabul edilemez olduğunu ve yok hükmünde saydığını açıklamış ve bu antlaşmayı imzalayanları da sert bir şekilde eleştirmiştir. Yeni Türk devletinin kuruluş sürecinde yapılması gerekli en önemli işlerden birisi de basını ve kamuoyunu Milli Mücadele etrafında toplayıp, milli gaye doğrultusunda hareket etmelerini sağlamaktı. Bunun gerçekleştirilmesi için mevcut gazete ve yayın organlarından yararlanıldığı gibi yeni gazeteler de çıkarılmıştır. Bunların en önemlisi Hâkimiyet-i Milliye gazetesi idi. Milli Mücadele hareketi hem maddi hem de psikolojik yönü olan bir hareketti. Ancak Osmanlı Devleti’nin son dönemdeki ekonomik durumu Anadolu’da kendini çok daha ağır göstermiştir. Dolayısıyla eldeki mevcut kaynakların en uygun ve en yararlı şekilde kullanılması, yeni kaynak yaratılması gibi sorunlar Milli Mücadele önderlerini oldukça zorlamıştır. Ayrıca maddi kaynakların Milli Mücadele hareketine yönlendirilmesi gayretlerinden belki de daha önemlisi manevi gücün yönlendirilmesiydi. Çünkü uzun savaşlar dönemi Anadolu insanını yormuş, nüfus yapısını bozmuş, yeni bir savaşı kaldıramaz hale getirmiştir. İşte bu insanları yeni bir gaye etrafında toplamak en az maddi kaynakların temin edilmesi kadar önemliydi.
Türk İnkılabı 
Yorum bırakın